Anılar

By Aralık 05, 2011

Sibilimin blogunu okuyunca bir garip oldum, hem bugünden Cenk'in bebekliğine doğru hızlı bir yolculuk gibi oldu o anlamda (her ne kadar Sibilim birçok şeyi yazamadığı için ara ara hayıflansa da) blogun başarılı olduğunu düşünüyorum. Öte yandan da vakit ne çabuk geçiyor ve elimizde ne kadar az şey kalıyor yaşananlardan diye tuhaf bir duygusallığa büründüm. An için önemli olan nice olaylar gün geliyor bölük pörçük, silik hatırlanıyor yalnızca ya da tamamen unutuluyor. İşte tüm bu kaydetme çabasına (fotoğraflar, videolar, bloglar, günlükler vs. vs) rağmen hatırlananlar ne az. Evet insan unutmazsa yaşayamazdı belki, geçen babam da benim bebekliğimi hatırlamaya çalışırken söyledi bunu, insan her şeyi unutuyor ama unutmazsak yaşayamazdık diye. 
Gerçekten de öyle ama galiba insan anne olunca bebeğinin yaşamının özellikle ilk yıllarına ait çok şeyi hatırlamak ve hatta saklamak istiyor. Bu çok hüzünlü bir durum esasında, şimdiyi doya doya yaşamak gerektiğinin de en önemli işareti bizlere. Şimdi mesela Hüma'mın kokusu, o dört dişiyle gülüşü, simidine peynir sürmesi :) (geçen gün biz simit yerken kendisine de bir parça vermiştik de sonra ben ona peynir yedirmeye çalışırken simidi peynire sürüp yemek istedi), okula gittiğim günler eve dönüp yanına ilk gittiğimdeki sevinci, aguları, guguları, daha neler neler.... Bunların ne kadarını hatırlayabileceğim sonrasında bilmiyorum ama elimde olsa hepsini kanlı canlı saklamak isterdim. Anne olmak da böyle bir şey galiba bir taraftan aman ne kadar büyüdü ne kadar uzadı diye gün be gün takip etmek ve gözünün içine bakmak büyüsün diye bir taraftan büyüdüğü için üzülmek, hüzünlenmek. Neyse hayat bu, hayat böyle... Uyandığından daha da çok sarılmak Hüma'ya ve yarın daha çok daha keyifle oynamak onunla, başka elden gelen bir şey yok... Ertelemeden, sabırla, emekle ve sevgiyle her anı doya doya yaşamanın şerefine...

Bunları da Okuyabilirsiniz

1 yorum

  1. İşte sen bulmuşsun şifreyi,çocuğun büyürken anın tadını çıkar ve keyifle büyümesini izle...Kayıt eder ve günlük tutarsan,sonradan okuması bazen tuhaf,bazen de çok hoş oluyor.Bazen ben diyorum ki,ben mi yazmışım,böyle mi hissetmişim o zaman,yaptığımı çok saçma buluyorum.Oğlumla anılarımı okumak da hoşuma gidiyor.Yalnız blogunu yedeklemeyi unutma,ayarlar sekmesinden dışa aktar komutu ile ara sıra yedek al.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.