hüma hüma hüma

By Aralık 14, 2011

Son 10 gün ders çalışarak ve ödev yaparak geçti. Hüma ile bile doğru düzgün ilgilenemedim, anneme bırakıp uyudum geç saatlere kadar oturduğum için ya da anneme bırakıp ders çalıştım. En son dün sabah bir ödev teslim ettim, akşam üstü sınava girdim, eve gelip hümayı uyutup ders çalıştım ve sonra tekrar ödev yaptım. Bugün de sabah derse gittim, ödevi teslim ettim. Varolmanın dayanılmaz hafifliği....
Sonra hüma ve annem ile alışveriş merkezine gittik hem de bu sefer hümaya süpriz olarak yürütecini de götürdük. Geçen gün mağazada teşhire koydukları yürütece binmesiyle başladı herşey. Sürekli alışveriş yaptığım bebeğim mağazasındaki salak tezgahtara biraz binsin kapının önünde dedim, maalesef dedi o da. Sinir oldum salak zaten bizim var hem de aynısından hem de buradan almıştık zaten demedim nedense o anda sonra da hala söyleniyorum bak 10 gündür. Neyse bu vesile ile aklımıza geldi dedik biz de götürelim hümanın yürütecini zaten artık arabasında oturmaktan sıkılıyor. Hem de hava kötü aktiviteler sınırlı. Sonuçta bugün günlerdir benimle fazla vakit geçirememiş olmasının üstüne keyfi yerine gelir diye düşündük. Aman ne iyi etmişiz humuş bir coştu bir coştu. Deli deli koşturdu sağa sola önce. Sonra kaptı alışveriş merkezi gezmenin inceliklerini. Mağazalara filan girip çıkmaya başladı kafasına göre, tabii anneannesi de peşinde. İlgisini çeken şeylere dokunmak, aguu demek olsun. Yürüyen insanlara laf atmalar, çocukların yanına koşmalar filan. Cepanın maskotu oldu. Bundan sonra alışveriş merkezine yürüteçsiz gitmeyiz herhalde zira hümayı böyle bir eğlenceden mahrum etmek istemem. Ayrıca herkese de tavsiye ederim, yalnız kalabalıktan hareketinin kısıtlanmaması ve sizin de peşinde rahat koşturabilmeniz için hafta içi gündüz saatleri daha iyi olur. Bu vesile ile bir akım başlatırız belki herkes alışveriş merkezlerine bebek yürüteçleri ile gelir :) Birkaç tane video çektim onları da bilgisayara aktarınca koyarım belki buraya...Koşturmaktan yorulan hümayı pusetine oturttum ve hiç sesini çıkarmadan oturdu bisküvisini yedi uslu uslu sonra da emdi ve uyudu. Uyanınca da alışveriş merkezi çılgınlığına tam gaz devam etti.
Aa bir de hümaya ayakkabı aldık sonunda bugün, pumadan cırtcırtlı. Orada giydirdik hemen, hüma koşturmanın verdiği coşkuyla ayağından çıkarmaya çalışmadı. Bakalım ilerleyen günlerde ne yapacak. Gerçi artık eskisi gibi sürekli ayakkabısını çoraplarını çıkarmıyor.  Hatta geçen gün çorabını çıkardı oynadı bir süre onlarla, ben de bu sürede uyuyor numarası ile onu izliyordum. Sonra da geri giymek istedi galiba, çorabı ayağının üzerine koydu bastırdı, evirdi çevirdi olmadı.
Bu arada günlerdir nerdeyse ders ödev dışında hiç birşey yapamayan ben de sınav sonrası bir sıcak bir banyo ile kendime geldim. Bugün alışveriş merkezinde dolaşmak, hümanın neşeli çığlıkları, alışveriş yapmak bana da iyi geldi. Hızımı alamadım eve gelip hümayı yıkayıp -aslında babası yıkadı sayılır ben sadece yardım ettim- uyutup kek yaptım gece gece. Havuçlu cevizli tarçınlı. İşte şimdi de kekimi yiyorum, süt içiyorum, internette geziniyorum bir de bu satıları yazıyorum.
Ödevlere ders filan biraz yordu ve sıktı ama tüm bu sıkıntılara işe güce ve diğer her şeye rağmen yaşamak güzel. Hümayı yaşamak ve hüma ile yaşamak ise anlatılmaz yaşanır gerçekten... Ben her ne kadar anlatmaya çalışsam da gözlerindeki ışığı, gönlündeki neşeyi görmek lazım. Hayata daha sıkı sarılma nedeni, herşeyi yapabilecek, tüm dünyayı karşına alabilecek cesareti ve kararlılığı görme/gösterme nedeni... Hüma olmadan önce amaçsız ve boşmuşum... Kendimi ona hazırlamak için doğmuşum ve varolmuşum... Sonra Allah bana hümamı göndermiş ve ben yeniden doğmuşum...

Bunları da Okuyabilirsiniz

0 yorum

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.