Tatil

By Kasım 03, 2013

9 günlük bayram tatili boyunca evdeydik ailecek.. Tatilin ilk günleri biraz koşturmaca ile geçti, alışveriş, son dakika işleri vs. Arefe günü ve bayramın ilk gününü parkta geçirdik diyebilirim Hüma'yla, doya doya oynadı park da sakin olunca. Arefe günü park dönüşü bir de 7. caddeye uğradık, kendimize çiçek bile aldık, Hümacığımın çok hoşuna gitti.


Özellikle Bayramın 1. günü sokaklar bomboştu, ne bir araba ne bir insan. 7. cadde bile o kadar boştu ki normalde kalabalık olan mekanlar orta yaş üstü amca ve teyzelere kalmıştı :) Bir de bizim gibi çocuklulara tabii...
İlk günlerden sonra pek evden çıktığımız söylenemez. Bütün gün Hüma ile oynamak, evi toparlamak, yemek hazırlamak gibi günlük rutinlerle geçti, yine de ailecek birlikte bir şeyler yapmak güzeldi, hem de sakince... 9 gün boyunca Ankara'da kaldığımız için sıkılacağımızı düşünmüştüm ama hiç öyle olmadı. Evde dinlendik, bolca da iş yaptık bu arada. Mutfaktan başlayıp salona kadar evdeki neredeyse tüm dolapları elden geçirdik. Arkada depo gibi kullandığımız balkonu düzenledik. Neler çıktı neler.. Alınıp unutulanlar, anlamsızca saklananlar, yer bulunamayıp bir kenara atılanlar filan... Acayip bir eşya kalabalığı, birikmiş de birikmiş... Hele mutfak; cam, plastik kap kacakla doluymuş. Neyse biraz boşaltık, yerleştirdik, temizledik. Hafifledik, tavsiye ederim :)
Bu sürede Hüma kimi zaman anneannesiyle, dedesiyle oynuyordu, kimi zaman gecenin körü olduğundan uyuyordu, kimi zaman da bize katıldı. Merakla ne yaptığımıza baktı, sağdan soldan çıkardığımız eşyaları kurcaladı. En çok da onun uyuduğu zamanlarda sağdan soldan çıkan, bununla Hüma oynar diye ortalığa yem olarak bıraktığımız bazı eşyaları sabah buluşları süperdi. Çok etkili bir taktik bence, hem doğrudan al bununla oyna diye yönlendirmemiş oluyoruz hem de onun evin içinde gözüne ilişen yeni bir nesneyi nasıl hemen fark edişini, onu hızla alıp inceleyip oynamaya başlayışını, bazen "anne bu ne" ya da "nerden geldi, sen mi aldın" diye soruşunu, sonra da onunla oynayışını, keşfedişini vs izlemek çok keyifli. Bu 10 günlük süreçte bunu sık sık yaşadık :)

Hüma'nın oyun hamurlu, fındıklı çorbası :)

Mesela babası ekmek yaparken biz de Hüma ile ikea merdivenini boyamaya çalıştık. Yaptıklarımı bozduğuna kızdım diye küstü bana, yapmadı kısa süre sonra. Dolayısıyla proje yarım kaldı.. Başka bir zaman tamamlayıp merdiveni üst dolaplar için kullanacağım gerçekten böylece daha fazla alanımız oluyor

Bazen de gündüz 1 saate yakın tv izledi. Tv derken bizim evde televizyon var ama yayın yok. Zaten izlemiyorduk niye para ödeyelim ki diyip kapattırdık. Şimdi gayet iyi, televizyonsuz çok mutluyuz :) Daha önce Winnie the Pooh yazımda bahsettiğim gibi Hüma'nın CD'leri var, çizgi film ya da belgesel izlemek istediğinde CD'lerden izliyor, aynısı müzik için de geçerli. O yazıyı yazdığım sıralarda daha çok Winnie the Pooh izliyordu, artık Elmo izliyor. Hem de büyük bir keyifle hatta kimi zaman kahkaha atarak :) O kadar ilginç geldi bir anne olarak bana, daha dün el kadardı şimdi esprilere gülüyor diye düşünmeden edemedim doğrusu. Neyse bu kadar eğleniyorken izin vermemek olmayacaktı, nasılsa normalde izlemiyor diye izin verdim tüm CD'yi izlemesine, yaklaşık 1 saat. O sürede bazen koltukta ama genelde sallanan geyiğinde oluyor Hüma. Kiraz bebek ile sallanarak tv izliyor bazen.

Bu arada daha önce çok kez izlediği CD'lerden birini ingilizce açmışım yanlışlıkla o da hiç bozuntuya vermeden izlemiş. Zaten konuyu biliyor önceden izlediği için :) İngilizce izlerken bile çok eğlendi. En kısa zamanda Hüma'nın yeni CD'lerini tanıtan bir yazı yazmalıyım. Blogun amaçlarından biri de deneyimleri paylaşmak bence. 
Neyse Hüma'cık çizgi film izlerken bir şeyler atıştırıyor arada; bir iki tane kayısı, ıhlamur ya da kurabiye. Bu arada tatilde babası Hüma'ya kurabiye yaptı, çok sevindi Hüma, pazartesi sabah arkadaşlarıma da götüreceğim dedi. Okulda da babam yaptı diye hava atmış :) Hüma'nın okul macerası ve başlama süreci ile Instagram'da paylaştıklarımdan sonra bir türlü fotoğrafları birleştirip yazıyı yazamadım. Konu uzun, o yüzden galiba.. Neyse en kısa zamanda yazacağım...

İşte böyle böyle koca 10 günü geçirdik. Çok da güzel oldu, hem dinlendik, hem ailecek vakit geçirdik dediğim gibi.
Ayrıca evi toplayıp fazlalıklardan kurtulmak, düzenlemek ve de gidip yeni bir şeyler almak yerine elimizde olanları kullanmak, bazen dönüştürmek çok çok iyi geldi. Eleştirsek bile biz de bu tüketim zincirinin parçasıyız. Özellikle de kadınlar ve anneler olarak. Zira bize satabilecekleri daha fazla şey var ve sahte ihtiyaçlara çok çabuk tav oluyoruz. Bir şey almadan önce böyle bir şeye gerçekten ihtiyacım var mı diye bir an için düşünmek, alacağımız nesnenin bize ya da hayatımıza ne katacağını hesap etmek daha az tüketmemize vesile olur. Böylece de hayatımız değişir aslında. Mesela bir sene boyunca hiç kıyafet almasak, bunlara vereceğimiz parayı düşünelim, gitmek istediğimiz tatil için iyi bir başlangıç olabilir. Bir de tükettiğimiz gereksiz yiyecekleri düşünelim üstelik de sağlığa zararlı şeyler çoğu... Böyle böyle yaşantımız, önceliklerimiz değişir. Kıssadan hisse işte.. Ev düzenledikten sonra bunları düşündüm ben de ve de siz de düşünün istedim...

Bunları da Okuyabilirsiniz

0 yorum

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.