Mahallenin En Mutlu Yumurcağı_Kitap Tavsiyesi

By Eylül 04, 2012 ,

Uzun süredir okumak isteyip ama bir türlü baskısını bulamadığım Dr. Harvey Karp'ın Mahallenin En Mutlu Yumurcağı (orjinal adı The Happiest Toddler on the Block) kitabını sonunda  http://www.idefix.com'dan  temin etmek suretiyle okumaya başlayabildim. Sanıyorum baskı sorunu çözüldüğü için diğer kitapçılarda da bulunabilir. 
Bu kitap Harvey Karp'in Mahallenin En Mutlu Bebeği kitabının devamı niteliğinde 1-4 yaş arası çocuklarla iletişim kurmayı kolaylaştırmak ve özellikle 1,5-2,5 yaş arası yoğunlaşan huysuzluk krizleri ve sendromları en hasarsız bir şekilde atlatmak ama en önemlisi çocukları anlamak ve onlarla onların anlayacağı dilden yani "gerçekten""iletişim kurmak" için yazılmış bir kitap. 

Kitap ana olarak 3 bölüme ayrılmış;

Birinci Bölüm 
Büyüyen Bebeğiniz
Çocuğunuzu en iyi şekilde anlamak için geriye doğru dev bir adım atın. 

İkinci Bölüm
Artık Konuşmaya Başlıyorsunuz!
Çocuğunuzun sizi anlamasına yardımcı olmak için onun dilinde konuşmanız gerekiyor. 

Üçüncü Bölüm 
Yolunuza Çıkan Taşları Kenara İtmek 
Tarih Öncesi Ebeveynlik bazı sık rastlanan sorunları                 aşmanızı nasıl sağlar. 


Ben şimdilik birinci bölümü ve ikinci bölümün bir kısmını okudum. Birinci bölümde anlatılan aslında çocukların dönem dönem -12-18 Tatlı, Şempanze-Çocuk, 18-24 Diz Yüksekliğinde Bir Neandertal, 24-36 Akıllı Mağara Adamı, 36-48 Yetenekli Köylü olmak üzere- ilkel insanlarla benzerlikleri, yetenekleri ve bu dönemler içerisinde çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğinin özeti şeklinde. 

Karp çocuk gelişimindeki bu dönemleri evrimsel açıdan değerlendirmiş, çocuğun büyümesinin insanın evrimi le kıyaslamış. Hatta şöyle yazmış:
"çocuğunuz döllendiği andan yetişkinliğe doğru ilerlerken, insanoğlunun atalarının modern insana dönüşme sürecinde geçirdikleri birçok evreyi tekrarlar."

"İlk doğum gününde bebeğiniz ayakları üzerinde zorla duruyor olacak ve konuşması anlamsız  homurtular ve el-kol hareketlerinden ibaret olacak. Ancak dört yaşına geldiğinde yetenekleri insanoğlunun beş milyon yılda elde ettikleri ile eşdeğer olacak."
"...çocuğunuz, bir bakıma, yaşayan bir fosil!"
İşte böyle bunlar Harvey Karp'ın çıkış noktasını güzel özetliyor diye düşündüğüm için alıntılamak istedim. Bir de tabi bunların temelinde çocukların küçük yetişkinler olmadığı ve yetişkin mantığı ve sözleriyle onlar iletişim kurulamayacağı mantığı var. Bu düşüncesi Sabiha Paktuna Keskin'in de kitaplarında sıklıkla bahsettiği önemli bir nokta. 
Karp çocukları mağara adamına benzetirken anne-babaları da bu ilkel insanlar ile iletişim kurması gereken elçilere benzetiyor ve diplomasinin zorluğundan ve öneminden dem vuruyor. 
(Bu noktada tolgayı ve kendimi tebrik etmek istiyorum zira tam olarak bu şekilde ifade etmemiş de olsa aylar önce mesela hiç bilmediğin, dillerini konuşamadığı bir gezegene gitsen nasıl olurdu diye düşünerek bebeklerin anne-babalara emanet edilen uzaylılar olduğu benzetmesi ile onlara elimizden geldiğince yardımcı olmamız gerektiğini kızmamamız gerektiğini konuşmuştuk. ) 

Harvey Karp çocukları ilkel insanlara ve hatta ilk etapta şempanzelere benzettiği için ailelerin tepkisini almaktan bir miktar çekinmiş olsa gerek ki sık sık bunun yalnızca gelişimsel açıdan bir benzetme olduğunu vurgulamış. Ben ise epey komik hem de oldukça mantıklı buldum bu benzetmeleri. Yapılan araştırma ve testlerde 1-4 yaş arası çocukların beyin gelişimlerinin mağara adamı ile aynı olduğunu gösterdiği yazmış, bu belki bilimsel olarak tam da doğru olmayabilir (sonuçta yapılan araştırmaların koşullarını, kabullerini, istatistiksel değerlendirmelerini ve hatta bu araştırmanın kim tarafından yapılıp nerede yayınlandığını bilmediğimizden) ama bence yine de bu mantıklı hareket edip Harvey Karp'ın önerileri kullanılabilir. 

Kitabın bir güzel tarafı da yalnızca teorik bilgiler vermekle ve çocuklarınızla onların anlayacağı dilde konuşun demekle bırakmaması bence. Çünkü insan tamam da nasıl diyor öyle bir durumda ve uygulanabilir olmaktan çıkıyor bu tip öneriler. Ama Karp tam olarak hangi kelimeleri cümleleri kullanarak konuşmamız gerektiği, ne yapıp ne yapmamız gerektiği ile ilgili çok güzel ipuçları da veriyor. Özellikle ikinci bölümde nasıl konuşulması gerektiğinden mimiklere kadar tüm detaylar anlatılıyor. Bu arada Karp'ın Yumurcak-ça dediği bir dil yani bir konuşma şekli var. Biraz garip ama işe yaradığını iddia ediyor. Ben henüz deneyemedim. Kriz halinde çırpınan, tepinen, ağlayan çocuklara kendi duygularının yansıtılması ve anlaşıldıklarını sağlanması hedefleniyor. Bunun çıkış noktası da Fast-Food kuralı. Yani karşı tarafın söylediği şeyi aynen tekrar etmek. Burada olay şu ki bu Fast-Food kuralı ile yumurcak-ça entegre kullanılıyor yani kriz halindeki çocuğa (ki o sırada muhtemelen konuşmaktan çok çırpınıyor veya ağlıyor) onun içinde bulunan ruh halini söylüyorsun ve bunu heyecanlı ve tekrar ederek yapıyorsun. Mesela almasına izin vermediğiniz bir şey diyelim ki makas için (buna çok benzer bir örnek var kitapta) kriz çıkaran Hüma'ya benim şöyle yaklaşmam gerekiyormuş: "Hüma istiyor, makas istiyor, şimdi istiyor, istiyor, makas, İSTİYOR". Bu söylemler ile çocuklar hislerinin anlaşıldığını düşündüğünden biraz da olsun sakinleşiyormuş ve arkasından da şöyle devam edilebilirmiş mesela (anladığım kadarıyla): "Hüma makas istiyor, ama olmaz, hayır, makas hayır, makas tehlikeli". 
Karp yöntemi konusunda çok iddialı ve ailelerin bu şekilde konuşma konusunda bir süre sonra uzmanlaştığını ve bu yaklaşımın %85-90 çocukları 1-2 dk içinde sakinleştirdiğini söylüyor. 

Neyse daha fazla uzatmayayım zaten de daha hepsini okumadım ama daha şimdiden tavsiye ediyorum. 1-4  yaş aralığında çocuğu olanların bence mutlaka mutlaka okuması gereken bir kitap. Uygulamalar ve deneyimlerimi de daha sonra paylaşırım. Yumurcak-ça bakalım işe yarayacak mı...

Bunları da Okuyabilirsiniz

0 yorum

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.